Galatasaray efsanesi Fatih Terim, The Athletic'ten Nick Miller'a verdiği röportajda "ailem" olarak nitelendirdiği sarı-kırmızılı kulüpten ayrılık sürecini, kariyerindeki en büyük hedefi, milli takım günlerini ve daha fazlasını anlattı.
Terim'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Kulüpte bir devrim olması gerektiğine karar verdim"
"Bu sezonun başında Galatasaray'da bir devrim olması gerektiğine karar verdim. Kolay olmayacağını söyledim. [Yolları ayırma kararı] beklediğim bir şey değildi. Şimdi mental anlamda rahatlamak için biraz zamana ihtiyacım var.
Türkiye'de Galatasaray'dan başka bir takımı çalıştırmam imkansız. Galatasaray tek yönlü bir bilettir. Başka bir Türk kulübü için çalıştığımı düşünemiyorum bile. Kulübüm beni ne zaman istese, hayır diyemedim. Galatasaray benim evim, benim ailem. Her seferinde aileme döndüm.
Galatasaray'a her dönüşümde görüşmeler hep kısa sürdü. Bana 'Sana ihtiyacımız var' dediler. Kontratımı, üzerinde yazan paraya bakmadan imzaladım. Futbol oynarken de birçok kulüp beni istedi. Beş kat daha fazla para teklif edenler oldu. Ama ben Galatasaray'ı tercih ettim. Tek bir kulübe ait olmak böyledir, böyle hissetmelisiniz. Ben Galatasaray'a aitim ve bunu bu şekilde gösteriyorum. Karakterim asla değişmedi. 50 yıl önce Galatasaray'a gelen Fatih Terim ne ise, şu anki Fatih Terim de o."
"Alex Ferguson'un yaptığını burada yapmak imkansız"
"Alex Ferguson futboldaki en önemli adamlardan biri. Elbette onun teknik direktörlüğünden ve yönetim tarzından etkilendim, çünkü çok şey başardı. Türkiye'de Ferguson'un Manchester United'da kaldığı süre (27 yıl) kadar bir takımda görev yapmak imkansız. Burada o süre 50 yıl gibi olur.
Büyük kulüplerde çalışmak çok farklı. Euro 96'dan sonra Galatasaray'a geldim. Belki bazı yerlerde Şampiyonlar Ligi'ne katılmak ya da ligi ikinci bitirmek başarı olabilir. Ama Galatasaray'da tek başarı birinci olmak. İlk şampiyonluğu aldıktan sonra her şey daha da zor. Büyük kulüpte geçirdiğiniz her gün işler daha da zorlaşıyor. Hiç maç kaybetmemelisiniz, her zaman gelişmelisiniz. Başarıyı sürdürmek çok daha zor. Çünkü sürekli aynı şeyleri yapamazsınız, bir şeyleri değiştirmeniz gerekir.
[UEFA Kupası finalindeki] Arsenal maçı hakkında konuşmadan önce Leeds United maçı hakkında konuşmam gerek. O maçı kaybetmiş olsaydık da o iki taraftar hayatta olsaydı, benim için daha iyiydi. O Leeds taraftarlarını hep düşünüyorum. Umarım huzur içinde uyurlar."
"Milli takımı çalıştırmak daha zor"
"Milli takımı çalıştırmak daha zor. Çünkü tüm ülkeye karşı sorumlusunuz. Renkleriniz kırmızı-beyaz, sarı-kırmızı değil. Herkes sizi sorguluyor. Bunu hissediyorsunuz.
Galatasaray'dayken sadece Galatasaray taraftarına karşı sorumlusunuz. Bu sorumluluğu hep hissettim ama baskıdan hiç etkilenmedim. Bu baskı hiç üzerimde büyük bir yük oluşturmadı."
"Türk futboluna miras bırakmak istiyorum"
"[Kariyerimdeki bir sonraki adıma] henüz karar vermedim. Yakında bileceğim ama henüz bilmiyorum.
Benim için en önemli şey, kazandığım kupalardan çok daha önemli şey, Türk futboluna bir miras bırakmak istiyor olmam. Bir oyun, bir mantalite, teknik direktör olarak bir yaşam... Benim için en gurur verici şey bu olacak. İnsanların bana duydukları sevgi paha biçilemez."